Türk vatanının ve milletinin ebedi varlığı ile devletimizin bölünmez bütünlüğü uğruna gözlerini kırpmadan canlarını feda eden aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi, 18 Mart Şehitler Günü münasebetiyle şükran ve rahmetle anıyoruz.
Mar 14
14 Mart Tıp Bayramı
14 Mart Tıbbiyelinin işgale karşı direnişidir.
14 Mart cephede ve cephe gerisinde işgale direnen Tıbbiyelinin bayramıdır.
14 Mart Emperyalist işgale karşı dimdik durarak, aydınlığın yolunu açanların bayramıdır.
Tüm Tıbbiyelilerin Tıp Bayramını kutlar, yaklaşmakta olan Çanakkale Deniz Zaferi vesilesi ile de tüm Şehit ve Gazilerimizin aziz hatıraları önünde minnetle eğiliriz.
Kısaca Tıp Bayramı;
1919 yılından beri 14 Mart tarihi ülkemizde Tıp bayramı olarak kutlanmaktadır. 14 Mart ilk olarak 1919 yılında Tıp Bayramı olarak kutlanmıştır. O dönemde işgal altında olan İstanbul’da tıbbıyeliler, işgali protesto amacıyla bu günü savaş sırasında hayatlarını kaybeden tıbbiyeliler anısına Tıp Bayramı olarak ilan etmişlerdir.
Yıl 1915
Askeri Dr. Salih Dörtbudak anlatıyor:
Sadece Anafartalar-Arıburnu hattında 06-22 Ağustos 1915’de 18.000 şehit verdik
En az otuz kırk bin yaralımız oldu. Sahra hastanelerinde doktorlar günlerce uykusuz yaralılara hizmet veriyorlardı. Böyle bir hücum gününde tezkereciler hiç durmadan yaralı taşıyor doktorlar sadece yaraları sarabiliyorlardı. Hayatlarından ümit kesilenlerle fazla ilgilenemiyorlardı.
Tam işin en yoğun sırada önüne gencecik bir vatan evladı yatırırlar, bir ayağı kopmak üzere ve bağırsaklar dışarıdadır. Sıhhiyecilere “kaldırın bunu!” derken genç çocuk “Baba!” diye seslenir. Bakar kendi oğludur. Sarılır öper oğlunu, “Bu benim oğlum! Gölge bir yere kaldırın” der. Masanın üzerine çoktan bir başka yaralı vatan evladı yatırılmıştır. Doktor onunla meşgul olmaya başlamıştır. Sırada daha pek çok Mehmet beklemektedir. Doktor ertesi gün oğlu ile ilgilenecek vakti bulur. Ancak, oğlu çoktan gömülmüştür.
Alın şimdi Stetoskopu tam yüreğinizin üzerine koyun… Dinleyin! iyi dinleyin…
Bu cennet vatanı evladımızdan daha çok sevebiliyor muyuz?
Bu milletin tüm evlatlarına kendi evladımıza verdiğimiz değeri verebiliyor muyuz?
Bu vatanı nasıl sevmişler?
Cephedekiler bir harbin içine düşerken, cephe gerisindekiler bin harbin içinde nasıl yaşamışlar?
Duyabiliyor musunuz o yüreklerin sesini?
YAŞADIĞIMIZ ŞEKİLDE ÖLECEK; AYNEN ÖYLE DİRİLECEĞİZ !!!
Mar 12
11-17 Mart Dünya Tuza Dikkat Haftası
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de beklenen yaşam süresinin ve sağlıksız yaşam alışkanlıklarının artışı ile birlikte kronik hastalıklar da artmaktadır. Türkiye Ulusal Hastalık Yükü çalışması verilerine göre ülkemizdeki ölümlerin %79’i kronik hastalıklar nedeniyle oluşmakta ve ulusal düzeyde ölüme neden olan ilk yirmi hastalık içinde bulaşıcı olmayan kronik hastalıklar (İskemik Kalp hastalıkları, Serebrovasküler Hastalıklar, KOAH, Trakea Bronş ve Akciğer Kanserleri, Hipertansif Kalp Hastalıkları, Diabetes Mellitus gibi) ilk sıralarda yer almakta ve önemli hastalık yükü oluşturmaktadır.,
Son Yorumlar